Bekleyenin Kaleminden - Muğla



Hiç bir şey yolunda gibi görünmüyordu. Bizim ilişkimiz, tabi ne kadar bir ilişki denebilirse serbest ilişki gibi bir şeydi. Hem çok uzak hem çok yakın. Ne aşıktık ne de sevgili ama nadir de olsa birbirimizi görmek güzel bir duyguydu. Sanırım tek salgıladığımız heyecandan başka bir şey değildi ve biz birbirimizi değil o heyecanı seviyorduk.

Yaklaşık 10 yıl olmuştu tanışalı. Gerçek anlamda sevgililik dönemi ise 2-3 yıl öncesine dayanıyor. Aldatılma hikayesinden sonra biten yitirilmiş bir maziydi. Ne kadar nefret etsem de arada bir görüşme ihtiyacı duyduğum yanında tek çocuk olabildiğim insandı. 

İşte o son günden sonra hayatımız bir anda değişti.

TUTSAKLIĞA 1 HAFTA KALA

Benden sonra hayatına başka bir kadın girmişti. Hayatındaki kadın bana göre manyağın tekiydi ama onu elde tutabilecek belki de tek insandı. Sıkı yönetimi hiç bir zaman sevmedim. İlişkilerimde de hiç sık boğaz etmedim karşımdakini. İnsan kendisine yapmasını istemediği bir şeyi başkasına yapmaz düşüncesini hala taşımaktayım. O ise sanırım sıkı yönetimi sevmiş olmalı ki benden sonraki ilişkisi de 1 yıla yakın sürdü. Ayrılmaları da olaylı oldu ve sonunda İstanbul'u terk edip Muğla'nın Milas ilçesinde bir alabalık çiftliğinde çalışmak için yerleşti. 

Artık ayrılık sonrası bir de mesafeler girmişti aramıza. Yanlış hatırlamıyorsam Doğum günümden bir hafta önceydi ya da bir hafta sonra. Beni aradı ve Milas'a davet etti.Hatta onunla yaşamamı istedi. Ayrılmışlar hem de fena bir ayrılık. Tabi ki kabul etmedim. Ben çaresiz kalınınca sığınacak liman değilim. Kızgınlığım kırgınlığım tam olarak geçmemişti. 

Sonrasında tatil yapalım bir kaç gün, konuşacak çok şeyimiz olduğundan bahsetti. Kafa dinlemek güzel olabilirdi. Ne kadar kızgın olsam da onunla vakit geçirmek bana iyi geleceğini biliyordum çünkü beni bir şekilde eğlendirmeyi başarabilen tek insandı. Dominant karakterimi alt üst eden tek insan. 

Ankara'da yaşayan iki arkadaşından bahsetti. Onlarda bizimle tatile gelmelerinde sıkıntı olup olmadığını sordu bana. Arkadaş grupları ile yapılan tatiller her zaman daha eğlencelidir. İki kişi birbirine bakıp üzüm üzüme kararmaların dansa kalabalık iyidir. Yapabilecek faaliyetler fazla olabilirdi. 

TUTSAKLIK

Sonunda o gün geldi ve ben zar zor kopardığım izin ile gündüz saat 11 gibi çıktım evden. Uçağım saat 3'de idi sanırım. Tam hatırlamıyorum. Hava alanına gidene kadar kaç defa konuştuğumuzu hatırlamıyorum bile. Yolda giderken o kadar şansım yaver gitti ki, kötü bir şey olacak korkusu kapladı içimi. Çünkü bu kadar yolunda giden bir günün ardından kesinlikle bir şey olacaktı ki oldu da. 

Bu daha çok gülme krizinden sonra ağlamak gibi bir şey. 

Sanırım uçağa binmeme 1 saat kalmıştı. Son telefon görüşmemizde bir tanıklık ifadesi vermek için adliyeye uğrayacağını ve sonrasında hava alanına geleceğini söyledi. Ben iyice tutuşmuştum. Nereden çıktı şimdi bu sonra versen olmaz mı? diye veryansın etsem de aradan çıkması gerektiğini bir sıkıntı olmadığını söyledi. Mecbur razı geldim.

Tatil için bir dağ evi kiralamıştık. Dalaman'da şehir merkezine 5-6 km uzaklıkta bir yerdeydi. İçinde yüzme havuzu olan güzel bir evdi ve her şeyden uzak güzel bir tatil iyi gelecekti. 

Kapılar açıldı ve son kapıdan geçmek için sıraya girdim. Tekrar arayıp son durumu öğrenmek istiyordum ve numarasını çevirdim ama telefonu kapalıydı. Kesin bir şey olmuştu. İçimde oluşan derin sıkıntı kırmızı alarm sinyalleri yakıyordu. Bir an uçağa binip binmemekte tereddüt ettim ama yine de bindim. 

Uçaktan indiğimde telefonu arkadaşı açtı. Onu tutukladıklarını söyledi. Başımdan kaynar sular döküldü. Tanıklık yapmaya gittiği adliyede tutuklanmıştı. Geldiğim hava alanında öylece kalakaldım. Ne hissedeceğimi bilemedim. Duygularım karmakarışık olmuştu. Onu bir an önce görmek istesem de, hiç bir kan bağımız olmadığı için görmem imkansızdı. 3 gün Dalaman'da kaldım. Felaket ötesi geçen 3 gün. Sanırım bir daha gitmeyeceğim Muğla bana dar geldi ve sonunda İstanbul'a döndüm. 

Sonrasında mektuplaşmaya başladık malum. Gelişimini izliyorum her geçen gün. İçeriye girdiğinden bugüne değişimini izlemek bir başka keyif veriyor açıkçası. Bir yandan içeri girdiğine bile sevinmiyor değilim. Bencillik mi bunun adı, bilmiyorum açıkçası ama sanırım hayattan alması gereken dersi almaya başladı.  

İlerleyen günlerde paylaşırım belki... 








Yorumlar